Ey İnsanlık!ayağa kalk ve ayarla kalbini Filistin’e .
Her zaman kinden daha fazla aç gözlerini görebilmek niyeti ile.
Filistin’e benzemeli tüm yüz hatlarımız ancak o zaman belki infilak eder insafsız yanımız...
Duyurmaya çalışan sesi dinleyin ,çok ıraklardan değil .
Bir çocuk sesi bu üstelik rengini kaybediyor gittikçe .Buğulaşıp sislere yem olan hayallerinin
bir sokak ortasında can çekişini izliyor ,dünyaya her zaman masumca merhaba diyen gözleri ile..
şimdi söyleyin kim makulleştirebilir o gözlerde bu hazin sahneleri?” Baba olmak istemiyorum” diyor
küçük Ubade gözlerini kısarak, bir bayram sabahı kendisini ziyaret ettiğim Suriye mülteci kampında..-
-Neden?diye sorduğumda
-ben mücahid olacağım Allah yolunda. Baba olursam tutmaya vaktim olmayacak ki çocuğumun ellerini.
Henüs; küçük Ubade,.sefil bir kampın lağım suları arasında İsrail böceklerini öldürsede
şimdilerde ,kendisi tüm yüreği ile aslında Filistin’de. Küçük bedeni sabırsızlaşıyor
bir an evvel büyümek için. O bile haberdar yıllar yılı süre gelen korkunç kıyımın zayiatindan..
amcam diyor ve tıkanıyor boğazında kelimeler gözlerini göğe kaldırıp amcam ellerimi bırakıp gitti cennete diyor özlemle .
-babamı hiç görmedim ”ya uhti” .sence babam beni tanır mı cennette?
…susuyorum ve bu kez gözlerinde denizleri biriktirmekten vazgecip Ubade ile ağlıyorum.
Birden gözyaşlarıma bir merhamet dokundu ve keskin bir bakış gözlerime kararlı bir şekilde baktı.
-abla bizim için ağlama ne olur. biz yetim olsakta peygamberde yetimdi unutma. hem oysa ümmeti
için ağlayan peygamberdi. Birak ben ağlıyayım sana
…evet ağla çocuk, hiç görmediğin şehit baban hatrına ağla. Ellerini bırakıp gönlünden
tutan şehit amcan adına ..ve çocuk sen ağla ki küffar boğulsun gözyaşlarında.
“ya uhti la tebki”(ablacım ağlama) dediğin ve yıllarca senden bihaber olan vefasız ablan için ağla.
Ey şehit oğlu sen küçük bedenin koskoca yüreğinle intifada meşalesini taşıyacak olansın .
sen ağla ki yalancı gözyaşlarımız utansın .sen ağla ki; en ufak bir sıkıntıda
pes eden, taviz veren ,zaafiyet gösteren , tağuda Müslüman (teslim) olanlar ve seni unutanlar
şemsiyesiz kalsınlar... Buharlaşsın ne olur efkarlı bakışların ve yükselsin semaya, rahmete
ihtiyacımız var! Yağ üzerimize ey cocuk ! ruhumuz metaryalizmin pasından temizlensin.
Ve açtığın ellerinde okşadığın güvercinleri dua niyetine bizede uçur ..
seni ziyaret etmek, yüreğinden öpmek istemiştim ama yalanla ,riyayla kirlenmiş dudaklarımı
o safiii yüreğine dokundurmaktan ar ettim. Ziyaret etmek ne basitçe.. bir tarih müzesini
gezmeye gelir gibi gelmiştim oysa. Filistin mülteci kampında bir bayram geçirmek ve
bir türlü inanamadığım Filistin gerçeğini görmek için gelmiştim. Oysa hep ellerimizde
kahvelerimizle sinema seyreder gibi veya rasgelirse bir haber saatinde bir iki dakikalık
yutkunmalık anımsamalarımız vardı sizlere dair.sonrasında hayatin meşgalesine dalıp
“ene”mizi tatmin etmenin derdiyle debeleniyordik... Bu mülteci kampında, varlığını yeni
yeni hissettiğim yüreğimle kirlenmiş bir şekilde misafirinizim. beni yüreklerinize bu pasaklı
halimle kabul ettiğiniz için ağlıyorum. ..siz bütün ömrümce bir ihtar olacaksınız inşallah yüreğime.
İhtiras ve hırsın pencesinde duygularımızı, kardeşliğimizi , dinimizi kurban vermeyeceğim bi iznillah.
Şahid ol ey şehit oğlu! yüreğini şahit tut ki yüreğime, belki senden utanırda sözümde dururum.
belki “ey rabbim ubade hatrına beni sabit kıl davamda” diye dua etmeye yüzüm olur…
11 Haziran 2009 Perşembe
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder