Arkadaşlar bir blogda gezinirken kısa fakat çok güzel bir ders veren bir hikayeye rastladım.Ve sizlerle paylaşmak istedim.Hikaye alt kısımda.
Genç bir adam değerli taşlara ilgi duyarmış v mücevher ustası olmaya karar vermiş. bu mesleği yaparsam iyi bir mücvher ustası olmalıyım diye düşünmüş.ve ülkedeki en iyi mücevher ustasını aramaya başlamış.sonunda bulmuş yanına gitmiş.bir süre bekledikten sonra usta tarafından kabul edilmiş anlat dinliyorum demiş usta.genç adam anlatmaya başlamış; taşlara ilgi duyduğunu ve iyi bir mücevher ustası olmaya karar verdiğini heyecanla anlatmış.
yaşlı usta ssini çıkrmadan genç adamı dinlmiş.sözleri bitincede ona bir taş uzatmış bu bir yeşim taşıdır dediktn sonra genç adamın avucuna taşı bırakmış v avucunu kapatmış.avucunu aynen böyle kapalı tutu ve bir yıl boyunca hiç açma.bir yıl sonra tkrar gel haydi şimdi güle güle demiş ve şaşkın genç adamı öylece bırakıp kalkmış, odadan çıkmış.
genç adam evine dönmüş kndisini merakla bekleyen anne ve babasına neler olduğunu anlatmış.anlattıkçada kendisine çok anlamsız gelen bu hareketi ve soğuk konuşması nedeniyle kızdığı ustaya olan öfkesi artıyormuş.günler geçmeye başlamış.genç adam sürekli söyleniyor ama avucunu hiç açmıyormuş.
nasıl böyle budalaca bir şey yapmamı ister bir de ülkenin en iyi mücevher ustası olacak.bu saçmalığa bir yıl boyunca nasıl katlanacağım, böyl bir eziyetle nasıl yaşarım.bu ne biçim ustalık ustalık kaprisi yapacaksa, bari başından yapmasaydı. diye devamlı söyleniyor, her önüne glene ustadan yakınıyor ama avucunu hiç açmıyormuş.
avucu kapalı uyuyor, bütün işlerini diğer eliyle yapıyormuş.ve bu durumada giderek alışmaya diğer elini çok rahat kullanmaya başlamı.uyurknde yanlışlıkla avucu açılıp taş düşmesin diye hep yarı uyanık uyuyormuş.böylece bir yıl geçmiş.her günü zorluklarla dolu, her geceside yarım uykuyla yaşanmış bir yılı tamamlamış.ve o gün gelmiş.genç adam tam bir yıl sonra büyük ustanın karşısına çıkmış.usta bir süre beklettikten sonra yanına gelince genç adam ne kadar saçma bulursa bulsun bu sınavı başarıyla tamamlamış olmanın gururuyla elin uzatmış avucunu açmış.
işte taşın demiş bir yıl boyunca avucumda taşıdım şimdi ne yapacağım? yaşlı usta sakin bir sesle cvp vermiş.
"Şimdi sana bir başka taş vereceğim, onu daaynı şekilde bir yıl boyunca avucunda taşıyacaksın." Bu söz üzerine genç adam bütün sükunetini kaybetmiş, bağırıp çağırmaya başlamış. Yaşlı ustayı bunaklıkla, delilikle suçlamış, mücevher ustalığını öğrenmek için gelen genç bir insana böyle eziyet ettiği için, hasta olduğunu bağıra çağıra söylemiş. Genç adam bağırıp çağırırken, yaşlı usta ona hissettirmeden birtaşı avucuna sıkıştırmış. Öfkeden yüzü kıpkırmızı genç adam, bir yandan bağırıp çağırırken avucundaki taşı hissetmiş. Durmuş, taşı biraz daha sıkmış ve heyecanla konuşmuş: "BU TAŞ, YEŞİM TAŞI DEĞİL USTA!"Öğrenmek için zaman gerekir, sabır gerekir, ustaları izlemek gerekir. Dünya hızlandıkça zaman kısalabilir ama öğrenmenin esası değişmez.
Yazarı Bilinmiyor
7 Ağustos 2008 Perşembe
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder