'' Birinci önemli ders...
"Size hizmet edenleri hephatırlayın..Bir pastanın uc otuz paraya satıldığı günlerde 10yaşında bir çocuk pastaneye girdi. Garson kız hemen koştu.. Çocuksordu: "Cukulatali pasta kaç para?..""50 cent!.."Çocuk cebinden çıkardığı bozukları saydı. Bir dahasordu:"Peki dondurma ne kadar..""35 cent" dedi garson kız sabırsızlıkla..Dükkanda yığınla müşteri vardı ve kız hepsine tek başına koşuşturuyordu.Bu çocukla daha ne kadar vakit geçirebilirdi ki.. Çocuk parasını bir daha saydı ve "Bir dondurma alabilir miyim lütfen" dedi.Kız dondurmayı getirdi. Fişi tabağın kenarına koydu ve öteki masaya koştu. Çocuk dondurmasını bitirdi. Fişi kasaya ödedi. Garson kız masayı temizlemek üzere geldiğinde, gözleri doldu birden. Masayı sanki akan yaslar temizleyecekti. Bos dondurma tabağının yanında çocuğun bıraktığı 15 centlik bahşiş duruyordu..
İkinci önemli ders..
Onemli olan vermektir..Yillar once hastanede calisirken, agir hasta birkiz getirdiler. Tek yasam sansi bes yasindaki kardesinden acil kan nakliidi. Kucuk oglan ayni hastaliktan mucizevi sekilde kurtulmus ve kaninda ohastaligin mikroplarini yok eden bagisiklik olusmustu. Doktor durumu besyasindaki oglana anlatti ve ablasina kan verip vermeyecegini sordu. Kucuk cocukbir an duraksadi. Sonra derin bir nefes aldi ve"Eger kurtulacaksa, veririm kanimi" dedi.Kan nakli ilerlerken, ablasinin gozlerinin icinebakiyor ve gulumsuyor-du. Kizin yanaklarina yeniden renk gelmeye baslamisti,ama kucuk cocugun yuzu de giderek soluyordu.. Gulumsemesi de yok oldu. Titreyen bir sesle doktora sordu:"Hemen mi olecegim?.."Kucuk doktoru yanlis anlamis, ablasina vucudundaki butun kani verip, olecegini sanmisti.
Üçüncü önemli ders..
Yağmurda otostop!..
Bir gece vakit gece yarısına doğru Alabamaotoyolunun kenarında duran bir zenci kadın gördüm. Bardaktan boşanırca yağanyağmura rağmen, bozulan arabasının dışında duruyor ve dikkati çekmeye çalışıyordu. Gecen her arabaya el sallıyordu. Yanında durdum. 60 li yıllarda birbeyazın bir zenciye hem de Alabama da yardıma kalkışması pek olağanşeylerden değildi. Onu kente kadar götürdüm. Birtaksi durağına bıraktım. Ayrılırken ille de adresimi istedi.Verdim. Bir hafta sonra kapım calindi. Muazzam bir konsol televizyon indiriyorduadamlar. Bir de not ekliydi, armağanda.."Gecen gece otoyolda bana yardımınıza teşekkür ederim. O korkunçyağmur sadece elbiselerimi değil, ruhumu da sırılsıklam etmişti.Kendime güvenimi yitirmek üzereydim, siz çıka geldiniz. Sizin sayenizde ölmekte olan kocamın yatağının bas ucuna zamanındaulaşmayı başardım.Biraz sonra son nefesini verdi. Tanrı bana yardim eden sizi vebaşkalarına karşılık beklemeksizin yardim eden herkesi kutsasın!.. En iyi dileklerimle, Bayan Nat King Cole.
"Dördüncü önemli ders..
Yolumuzdaki engeller..Eski zamanlarda bir kral, saraya gelen yolun üzerine kocaman bir kaya koydurmus, kendisi de pencereye oturmustu. Bakalim neler olacakti?.Ulkenin en zengin tuccarlari, en guclu kervancilari, saray gorevlileri birer birer geldiler, sabahtan oglene kadar. Hepsi kayanin etrafindan dolasip saraya girdiler. Pek cogu krali yuksek sesle elestirdi. Halkindan bu kadar vergi aliyor, ama yollari temiz tutamiyordu. Sonunda bir koylu cikageldi. Saraya meyve ve sebze getiriyordu.Sirtindaki kufeyi yere indirdi, iki eli ile kayayasarildi ve ikina sikina itmeye basladi. Sonunda kan ter icindekaldi ama, kayayi da yolun kenarina cekti. Tam kufesini yeniden sirtina almakuzereydi ki, kayanin eski yerinde bir kesenin durdugunu gordu Acti. Kese altin doluydu. Bir de kralin notu vardi icinde.. "Bu altinlar kayayi yoldan ceken kisiye aittir" diyordu kral.Koylu, bugun dahi pek cogumuzun farkinda olmadigi bir ders almisti. "Her engel, yasam kosullarinizi daha iyilestirecek bir firsattir..
Beşinci önemli ders...
Okuldaki ikinci ayımda, hocamız test sorularınıdağıttı. Ben okulun en iyi öğrencilerinden biriydim. Son soruya kadar soluk almadan geldim ve orada çakıldım kaldım. Son soru şöyleydi:"Her gün okulu temizleyen hademe kadının ilk adi nedir?.."Bu herhalde bir çeşit saka olmalıydı. Kadını yerleri silerken hemen her güngörüyordum. Uzun boylu, siyah saçlı bir kadındı.50 lerinde falan olmalıydı.Ama adini nerden bilecektim ki!.. Son soruyuyanıtsız bırakıp kağıdı teslim ettim. Sure biterken bir öğrenci, son sorunun test sonuçlarına dahil olup olmadığını sordu."Tabii dahil" dedi, hocamız.. "İş yaşamınız boyunca insanlarlakarşılaşacaksınız. Hepsi birbirinden farklı insanlar.Ama hepsi sizin ilginiz ve dikkatinizi hakkeden insanlar bunlar.Onlara sadece gülümsemeniz ve`Merhaba demeniz gerekse bile.."Bu dersi hayatim boyunca unutmadım. O hademenin adini da.. Dorothy idi.''
__________________
7 Ağustos 2008 Perşembe
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder