8 Temmuz 2008 Salı

Kağıt mı, Ekran mı?

Yıllardır tartışıla gelen konu, insanın kağıttan nasıl vazgeçeceği. Birçok kişi, kağıdın ayrı bir özelliği, rahatlığı, kısacası farklılığı olduğunu, asla bir ekran karşısında yüzlerce sayfa okunamayacağını iddia ediyorlar.
Buna ek olarak, geçtiğimiz yıllarda bilgi işlem sistemlerin henüz her tarafımızı sarmadığı dönemde taşınamayacak kitabın şansı olmayacağına dikkat çekiliyordu. Ama siz deyin kaderin cilvesi, ben diyeyim teknolojinin gelişmesi, iş tersine döndü ve elimizdeki minicik aletlerde, binlerce sayfayı taşıyabilme şansına eriştik. Artık tatile giderken bavula az sayıda kitap sıkıştırmaktan şikayetçi olamayacağız.
Ama yine de, televizyon ile 20 üstü yaşlarda tanışan bir neslin bilgisayar ya da e-kitap aygıt ekranlarını kolayca kabul edemeyeceğini göz önünde bulundurmalıyız. Hele en çok kitap okuyanlar arasında böyle bir grup da bulunurken e-kitap için zor günler sürecek. Ama yakın gelecekte, evde eğitim, çalışma gibi insan hayatını ciddi olarak değiştirecek gelişmeler varken, yeni nesillerin kağıda, bizim kadar bağımlı olmayacağı da ortada.
Aslında okuduğumuz "ekranın" ince bir önemi var. Günümüzde hafif, kıvrılabilir ekranlar üzerinde çalışmalar devam ediyor. Standartlar oluşturulmaya çalışılırken bazı prototipler medyada boy göstermeye başladı.
"Kağıt gibi" ama kağıt olmayan maddeler ilerde hayatımıza girecek. Hatta Tom Cruise'ün başrolünü oynadığı "Azınlık Raporu" adlı filmde, metrodaki insanların okudukları "neredeyse kağıt" elektronik gazeteler dikkatinizi çekmiş olabilir. Bu planlar başarıyla hayata geçirildiğinde tartışmalar çok farklı boyutlara kayacak.

Hiç yorum yok: