Şair. Ne güzel bir kelime. Nasıl ki şiirin milyonlarca tarifi varsa, şairin de herkese göre bir tarifi var. "Şair, belli bir yolu şiar edinmiş, şuurlu, bilinçli, halkının önünde olan, yol gösterendir. Şair karşılık beklemeden sürekli kendinden veren, toplumun üzerinde etkisi görülen ve etkisi hissedilen, atiden maziye, maziden atiye seslenebilen bir bilge insandır".Toplum üzerinde etkisi görülen ve hissedilen dedim ya... Burası çok önemli bence.Bakın Yunus Emre`ye yüzyıllar öncesinden bu güne ulaşıyor. Her şeyiyle halâ cap-canlı. Devlet adamından, çobanına kadar herkesin üzerinde etkisi mevcut. Konumuz Yunus değil ama, nedir Yunus`u etkin kılan. Saf Türkçesi, şiir ve arı dörtlükleri kulaktan kulağa, dilden dile, felsefesi kitaplardan gönüllere aktarılmakta. Ciltler dolusu kitap yazılmakta.Pek duyulup bilinmese de Yunus`a bir şairlik ünvanı vermiş milletimiz. "Vuslât ve Sevgi Şairi" demiş Yunus`a. Açalım okuyalım şiirlerini.Örneklerimizi çoğaltırsak Namık Kemal çıkar karşımıza Vatan hasreti, sürgün yılları düşmüş yüreğinden kağıda "Vatan ve Hürriyet Şairi" dedirtmiş kendisine.İstiklâl Şairimiz Mehmet Akif Ersoy.Ve yine 1980 yılında Türk Edebiyatı Vakfı tarafından verilen beratla "Sultan-Üş Şuara" Şairlerin Sultanı ünvanı verilen üstad Necip Fazıl Kısakürek "Mukaddesat Şairi" diye bilinir.Adana`da öğretmenliği sırasında, yine Adana`nın kurtuluş günü olan 5 Ocak heyecanıyla Bayrak şirinini yazan Arif Nihat Asya Bir Bayrak Rüzgar Bekliyor Şiiriyle de "Bayrak Şairliği" ünvanını perçinlemiştir.İşte toplumu etkileyen, etkisi milletçe hissedilen şairlerimizi böyle anmış ve böyle ölümsüzleştirmiştir insanımız. Böyle bir ünvanla anmış şairini. Bayrak Şairi demişiz A.Nihat Asya’ya, İstiklâl şairi demişiz Mehmet Atif`e. Necip fazıl`a Mukeddesat Şairi. Peki milletimiz her şaire ünvan vermiş midir. Elbette ki hayır.Verilen bu ünvanların bir yazısı, belgesi yok. Bir yüreğe karşılık bir millet yüreği var ortada. Şairin verdiğine karşılık bir ödül var, bir takdir var milletimizden.Günümüze geldiğimiz zaman daha çok şarkı sözlerinden tanıdığımız, ismini duyduğumuz, sözlerini yazdığı şarkılarını severek dinlediğimiz Bu güne kadar tanıma ve de tanışma fırsatım olmadı ama Cemal Safi`de "Aşk Şairi" olarak tanındı insanlarımızca.Yine fantazi şarkı sözleriyle tanınan ve “Yakılası Şiirler” isimli kitabıyla şairler kulvarında yer almaya çalışan, halkımızın yüzünü daha çok magazin programlarından bildiği ve tanıdığı Ahmet Selçuk İlkan`da kendisine "Ayrılıkların şairi" ünvanını vermiş. Ya da sevenlerince verilmiş. Kabul görür veya görmez.Geçenlerde bir şiir sohbetinde konu buraya gelince, şair bir dost A.Selçuk İlkan`dan "Televole şairi" diye bahsetti.Haa...Dedim ya şair şuurlu olacak. Türk milleti cömerttir. Bir şeyler alırsa bir şeyler de vermesini bilir.Son günlerde bir çok şair veya şair adayı arkadaş tanıdım. Özellikle son 3-5 yıldır. Hepsine kolay gelsin, Allah yâr ver yardımcıları olsun derim. Fakat iyi biline ki; bu yol çetin bir yol. Zor ve zorlu bir yol. Kuru yaprakların en hafif rüzgarlarda savrulup gittiği gibi bir çoğumuz savrulup gideceğiz, bir kısmı da inatla direnecekler düşmemek için .İsterim ki düşen olmasın "Şairler söz sultanlarıdır" der İbn-i Sina. İsterim ki sultanlar çoğalsın. Fakat yine biline ki kolay sultan olunmaz. Bu iş babadan oğula da geçmez. Kısacası Anadolu`da bir söz vardır. "Apalamadan yürünmez" diye. Apalamadan yürürseniz ya da koşarsanız kötü düşersiniz. Kafanız gözünüz yarılır.Ve gördüm ki; bazı şair dostlardım bunun bilincinde değiler. Yukarıda örneklerini verdiğim şairlerimize özenmiş olmalılar ki isimlerinin önüne veya altına ünvan koyduklarını gördüm. Yurtdışındaki bir şair kardeşim kendisini "Gurbet Şairi"yapmış. Ufak tefek şiirleri olan bir şair dostum da "Gönül Şairi" demiş kendisine. Dört şair arkadaşımız var onlarda "Sevda Şairi" ünvanını koymuşlar kendilerine. Bir kaç tane daha var "Hüzün Şairi" gibi.Yapmayın arkadaşlar. Bir iki şiirle ünvanlı şair olunmaz. Hatta şair olmak bile zor. Hem de çok zor. Ülkemizde bir şair ve şiir enflasyonu var. Bırakın edebiyatımıza mühür vurmuş şairlerimizi, Cumhuriyet dönemi şairlerimize bakın. Baktığınız zaman ne yazmışlar, nasıl yazmışlar. Kendinizden utanırsınız.Ve bu ünvanlı şair meselesi: Ünvan alınmaz, verilir. Eğer her şair kendisine ünvan vermeye kalksaydı türkçe de ünvan kalmazdı. Hem siz bu cesareti nerden aldınız. Eşiniz dostunuz bile size bu ünvanı veremez.Bu ünvan o kadar basit bir iş değil. Ben yaptım oldu işi de değil. Cumhurbaşkanı bile veremez. Sayın Cumhurbaşkanı verse verse devlet sanatçılığı verir. Bu ünvan işi devlet sanatçığından daha büyük. Bunu ancak ve ancak milletimiz verir. Yalnız siz millete bir şeyler verin. Allah uzun ömürler versin, yaşayan ustalarımızdan Abdurrahim Karakoç veya Bekir Sıtkı Erdoğan bile İkiside şu anda 75 yaşını geçmiş ustalarımızdan bir ünvan kullanmamışlar.Size ne oluyor. Kaç günlük seyisliğiniz var.Şair şuurlu insandır. Yapmayın.
HİKMET ELİTAŞ
http://www.edebiyatdefteri.com/index.asp?istek=tum_yazilar&k=detay&yazi_id=828
KAYNAK
9 Temmuz 2008 Çarşamba
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder