8 Ağustos 2008 Cuma

BİR KUTU DOLUSU YAŞAM GÖNDERİYORUM SANA

Bir kutu dolusu yaşam gönderiyorum sana,sadece bir kurdeleyle süslenmiş.Çöz kurdeleyi ve kaldır yavaşça kutunun kapağını....
Kocaman bir fırça ve bin renk koydum kutuya bir cennet resmi yapıp içine gir diye...
Düşler serpiştirdim gizlice, düş kurmayı unutma diye...
Bir tanede elma şekeri yerleştirdim,içindeki çocuğu yeniden tadabil diye...
Güneşin batışını,billur suyun sesini,kırmızı gelinciklerin saflığını,taze ekmeğin kokusunu ve bir gülümsemenin sıcaklığınıda sığdırdım,ruhlarımız aç kalmasın diye...
Kutuya birazda sevecenlik koydum,güçlü ol diye,çünkü acımasız olanlar güçsüzdür...
Beyaz bir güvercin uçup kendi kondu kutuya,barışı ve özgürlüğü sunmak için...,
bir buket sevgi,bir yudum aşk ve yarım bir elma koymadan edemedim,paylaşmayı anımsayalım diye...
Sevdiklerimize onları sevdiğimizi söylemek için yarını beklemeyelim,hemen şimdi bunu yapalım diye...
İçtenliği,umudu,neşeyibağışlayıcılığı,özgüveni ve açık yürkliliği unutmadım,''ben''in dışına çıkıp bize ulaşabilelim diye...
Son olarakta bir kart iliştirdim kutuya bak bu kartta neler yazıyor. Bu kutunun kapağını her kaldırışında yaşamla ilgili yepyeni şeyler keşfedeceksin.
Yaşamak için yarını bekleme, al yaşamı kollarının arasına ve sımsıkı sarıl.Yaşamdan yalnızca almak yerine ona bir şeyler ver.Kısacası bütünüyle ''insan'' ol.Unutma! yaşam dokuması henüz tamamlanmamış, olağanüstü güzellikte bir duvar halısıdır.Ve sana ait olan boşluğu yalnız sen doldurabilirsin.Kimseyi kırmamak ve üzmemek şartıyla istediğin her şeyi dene.




BİR GÜN SONSUZLUĞUN BULUTLARINA OTURDUĞUN ZAMAN NE AKLIN KALSIN NE DE KIRIK BİR YÜREK.

Hiç yorum yok: